first
often
sıklıkla,sık
moody
karamsar,huysuz
experience
tecrübe etmek,
yaşamak
fabulous
harika,muhteşem
before
- bir şeyden önce
- bir şey olmadan önce
look forward to
dört gözle beklemek
How?
Nasıl?
I'm looking forward to seeing you.
Seni görmeyi dört gözle bekliyorum.
cool
serin,
hafif soğuk
have a holiday
tatil yapmak
be going to
-acak/-ecek
anxious
kaygılı,endişeli
When is he going to visit İstanbul?
O ne zaman İstanbul'u ziyaret edecek?
I 'm going to go out.
I'm gonna out.
Dışarı çıkacağım.
prefer
tercih etmek
according to
-e göre
sky
gökyüzü
piece
parça
visual
resim,görsel
downtown
şehir merkezi
all day long
gün boyunca
fall
düşmek
dear
sevgili,canım
this week
bu hafta
famous
ünlü