She has been working on this project for three weeks.
(O), Üç haftadır bu proje üzerinde çalışıyor/çalışmaktadır.
I had my new computer set up.
Yeni bilgisayarımın kurulumunu yaptırdım.
The novel that she recommended is not available in the library.
Onun önerdiği roman kütüphanede mevcut değil.
Beni hiç sevmediğinizi biliyorum.
I know you do not like me at all.
She said she might have forgotten to lock the door.
Kapıyı kilitlemeyi unutmuş olabileceğini söyledi.
Şimdiye kadar hiçbir zaman böyle bir fırsatla karşılaşmadık.
We have never come across such an opportunity before.
The documents were sent to the wrong address by mistake.
Belgeler yanlışlıkla yanlış adrese gönderildi.
The restaurant where we had dinner last night serves excellent seafood.
Dün akşam yemek yediğimiz restoran harika deniz ürünleri sunmaktadır/sunar/sunuyor.
The teacher explained why the assignment was so important.
Öğretmen, ödevin neden bu kadar önemli olduğunu açıkladı.
He told me that he had been waiting for over an hour when the bus finally arrived.
Otobüs nihayet geldiğinde bir saatten fazla beklediğini söyledi.
They will be discussing the proposal during the meeting tomorrow afternoon.
Yarın öğleden sonra toplantıda teklifi tartışıyor olacaklar.
The task had been completed before the deadline was extended.
Görev, son tarih uzatılmadan önce tamamlanmıştı.
Hediye aldığım arkadaşım hediyeyi çok beğendi.
The friend whom I bought a gift for loved the gift very much.
Whether they will invest in the project or not is still uncertain.
Projeye yatırım yapıp yapmayacakları hala belirsiz.
Polis, hırsızın nereye gittiğini bilmediklerini söyledi.
The police said they didn’t know where the thief went/had gone.
Tatildeyken kimsenin bizi rahatsız etmediğinden emin olduk.
We made sure that no one disturbed us while we were on vacation.
Kardeşim, bisikletini tamirciye tamir ettirdi.
My brother got the mechanic to repair his bicycle.
My brother had the mechanic repair his bicycle.
Kardeşi mühendis olan adam uzun süredir bu projede çalışmaktadır.
The man whose brother is an engineer has been working on this project for a long time.
Bu kararın nasıl sonuçlar doğuracağını tahmin etmek oldukça zordur.
It is quite difficult to predict what consequences this decision will yield.
Annem, yemeği yapmadan önce tüm malzemeleri kontrol etmiş olduğunu söyledi.
My mom said that she had checked all the ingredients before cooking the meal.
Otobüsü kaçırmamış olsaydım, mülakata zamanında varırdım.
If I hadn’t missed the bus, I would have arrived on time for the interview.
Bankanın soyulduğu haberi herkesi şaşırttı.
The news that the bank was robbed surprised everyone.
Gelecek hafta için planlanan konferans, beklenmedik durumlar nedeniyle ertelendi.
The conference, which was scheduled for next week, has been postponed due to unforeseen circumstances.
Yaptığınız hatanın ne kadar ciddi olduğunu kabul etmek zorundasınız.
You have to accept how serious the mistake you (have) made is.
Tanık, şüpheliyi gece yarısı binadan çıkarken gördüğünü iddia etti.
The witness claimed that he had seen the suspect leaving the building at midnight.